Orta kulakta sıvı toplanması ve tüp tatbiki

  • Televizyonun sesini çok açıyor
  • İşitmediği için öğretmen onu ön sıraya oturttu
  • İsmini birkaç kez tekrarlatıyor
  • İlgisinin az olması nedeni ile öğretmeni ön sıraya oturttu
  • Kulağında dolgunluk hissettiğini ifade ediyor
  • Kulağında çıtırtı hissinden söz ediyor
  • Son zamanda sık sık kulak ağrısı ifade ediyor

Bu sözler özellikle yavrularımızla ailelerimizden sık işittiğimiz ifadelerdir. Sessiz başlayan, anne ve babanın genellikle geç farkına vardıkları kendisini işitme kaybı , kulaklarda tıkanıklık hissi ve bazen de ağrı ile gösteren rahatsızlık: SEKRETUAR OTİTİS MEDİA.

Burada miringotomi (kulak zarına küçük bir kesi yapılması) ve kulak zarına tüp tatbiki ile ilgili bazı bilgiler vereceğiz. Özellikle hastalığın gelişmesi ile yapılacak operasyon ve operasyon sonrası dikkat edilmesi gereken hususlar üzerinde durulacaktır.

Burada verilen bilgiler hiçbir zaman tam olarak doktorunuzun hastayla ilgili bire bir değerlendirmesinin ve önerilerinin yerini alamaz.

İşitme mekanizması üç kısma ayrılır: dış, orta ve iç kulak bölümleri. Dış kulak, kulak kepçesi ve kısa bir kanal olan dış kulak yolundan oluşur. Bu kısım kulak zarı ile sonlanır. 2. bölüm olan orta kulakta üç adet kemikçik bulunur. Orta kulak boşluğu ile geniz arasında östaki borusu denilen bir tüp mevcuttur. Kulağın 3. kısmı olan iç kulakta ise salyangoz olarak isimlendirilen işitme organı bulunur.

Normalde orta kulak boşluğunda hava bulunur. Bu durum kulak sağlığı ve işitme mekanizmasının düzenli çalışabilmesi için gereklidir. Dış ortam ve orta kulak arasındaki hava basıncı normalde birbirine eşit olmalıdır. Bunu da östaki borusu sağlar.

Üst solunum yolu enfeksiyonları östaki borusunu da etkileyerek tıkanıklığa yol açabilir. Sonuçta orta kulakta negatif bir basınç meydana gelir. Dış ortamdaki hava basıncının nisbi olarak fazla olması nedeni ile kulak zarı orta kulak boşluğuna doğru çekilir. Bu olay orta kulakta dolgunluk hissi ve işitme azlığına, zaman zaman da ağrıya neden olur.

Sonuçta orta kulakta sıvı birikim ile karşılaşılır. Tekrarlayan enfeksiyonlar, östaki borusu ve orta kulak döşemesinde (mukozasında) bazı değişiklikler oluşturur. Normal yapısını kaybeden bu mukozadan koyu kıvamlı bir sıvı salgısı başlar. Bu durum kendisini kulak zarında bazı değişikliklerle gösterir. Orta kulakta yerleşen sıvının oluşturduğu kitle etkisi işitme iletiminin engellenmesine yol açar. Sonuçta hafif-orta derecede bir işitme kaybı ile karşılaşılır. Bunu odyolojik inceleme ile göstermek mümkündür.

 

Orta kulaktaki sıvı salgısı ve birikimi bu aşamada engellenemediği takdirde, kısır bir döngü başlayarak, sorun gelecekte tedavisi zor bir duruma gelebilir. Mastoid kemiği etkisi altına alabilir ve hatta iç kulak bile bu değişikliklerden etkilenebilir. Çocuklardaki östaki borusunun daha kısa ve düz olması, sekretuar otitis medianın bu yaş gurubunda daha sık görülmesinin önemli bir nedenidir.

Medikal (ilaç tedavisi) tedaviye yanıt vermeyen, birkaç aydır devam eden inatçı olgularda, miringotomi adı verilen kulak zarının insizyonu (kesisi) operasyonu uygulanır. Genellikle buna impedansmetrik ve odyolojik incelemeler ve kulak zarının otoskopik ve mikroskopik muayeneleri ile değerlendirilmesi sonucu karar verilir.

Kulak zarında oluşturulan bu açıklığın uzun süre devam edebilmesi için milimetrik boyutlardaki havalandırma (ventilasyon) tüpü takılır. Tüp dış kulak yolu ve orta kulak arasındaki hava değişimini sağlayarak östaki borusunun görevini üstlenir ve aynı zamanda orta kulakta yerleşen sıvıların drenajına yardımcı olur. Tüpün varlığı hasta tarafından hissedilmez ve yerinden oynatılamaz. Tüpler değişik materyallerden yapılmaktadır. En sık kullanılanları polietilen, silikon, teflon ya da metal (titanyum, altın, çelik) malzemeden yapılmışlardır.

Tüp takıldıktan sonra kulaktaki dolgunluk hissi hızla kaybolur. İşitme normal seviyeye ulaşır. Tüpün en az altı ay süresince yerinde kalması istenir. Ancak takılan tüpün cinsi ve özelliklerine göre tüpün kulakta kalış süresi değişkenlik gösterir. Bazı tüpler ortalama 6-8 ay içinde kendiliğinden zar tarafından dış kulak yoluna atılırken, bazılarının hekim tarafından çıkarılması gerekir. Tüpün atılması hasta veya hasta yakınları tarafından farkedilebileceği gibi rutin takiplerde hekim tarafından da gözlenebilir. Hastanın ve hastalığın özelliklerine göre kulak zarına takılacak ventilasyon tüpü çeşidi değişiklikler gösterir. Tekrarlayan veya ilerlemiş hastalıklarda kulak zarında daha uzun süre kalabilen tüpler tercih edilir.

Bazı durumlarda, inatçı olgularda, hastalığın tekrar etmesi ve yeniden tüp takılması söz konusu olabilir. Tekrarlayan uygulamaların sonuç vermemesi halinde ise çok nadiren mastoidektomi adı verilen daha geniş çaplı girişimler gerekebilir.

Tüp tatbikinden sonra 1,5-2 ay ara ile kontrol muayeneleri öneririz. Operasyondan sonraki günlerde tüp takılan kulakta akıntı ve bir miktar kan gelmesi gözlenebilir. Akıntı özellikle mastoid hücrelerin içini dolduran sıvının dışarı çıkması sonucu olabileceği gibi orta kulak mukozasının inatçı salgısından da kaynaklanabilir. Çok nadir olarak tüpün varlığına karşı reaksiyoner olarak gelişen bir sıvı olabilir. Bu durumda yakın takip ve uygun tedavi sorunu çözecektir.

Tüp takılan hastaların işlem uygulandıktan sonra tüp atılana kadar kulağını sudan koruması gerekir. Dış kulak yoluna yerleştirilen silikon tıkaçlarla bu gerçekleştirilebilir. Yüzme sırasında ayrıca bone takılması daha da etkili koruma sağlayabilir.