Uyku Apnesi ve Horlama

Uyku sırasında şiddetli horlamaya, 10 saniyenin üzerinde solunum durmasının  eşlik etmesi ciddiye alınması gerekir ki buna uyku apnesi denir.

Uyku apnesi  her 100 kişiden 4'ünde görülmektedir.  Türkiye'de kesin istatistiki veri bulunmamakla birlikte sürekli horlama veya uyku apne sendromu görülme sıklığı çok fazladır. Uyku apnesinin eşlik etmediği horlama, kişinin sorunu değildir. Bu durum sadece horlayan kişinin çevresindekileri rahatsız eder, ancak apne söz konusuysa ciddiye alınmalıdır.

Horlama, uyku apnesinden kaynaklanmıyorsa çoğunlukla kişi  yan yattığında ya da kilo verip, sigarayı bıraktığında azalmaktadır. Ancak, horlamalar arası nefesin kesildiği fark ediliyorsa uyku apnesinin mutlaka araştırılması gerekmektedir.

Burundan nefes alamayanlarda ağız ve burun arkasındaki hava yolunda darlığa bağlı olarak horlama ortaya çıkabilmektedir. Soluk borusu, dilin arkası, yumuşak damak ve küçük dilin olduğu kısmın genizle birleştiği bölge, uyku sırasında kendiliğinden daralabilir. Bunlar şişman hastalarda uyku sırasında daha kolay bir şekilde tıkanmaya neden olmaktadır. Soluk açlığı nedeni ile şiddetli alıp verilen nefes ile birlikte özellikle küçük dil ve damak titreşmekte ve horlama ortaya çıkmaktadır. Horlamaya apne eşlik etmiyorsa sadece çevredekiler rahatsız olur ve bunu büyük oranda tedavi edecek cerrahi metodlar bulunmaktadır.

Apne,  solunum duraklamalarından kaynaklanan ve uyku düzeninin bozulmasına sebep olan önemli bir hastalıktır.  Uykuda hava akımının 10 saniye süreyle duraklaması, kandaki oksijen miktarının azalmasına ve kalp ritm bozukluğu ve benzeri önemli sistemik sorunlara bağlı olarak ciddi sonuçlara yol açabilmektedir.Uykudaki ani ölümlerin büyük sebebi apnelere bağlıdır ki çok ciddiye alınması gereken bir hastalıktır.

Kalp, diyabet ya da tansiyon gibi hastalıklarda apne daha tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Gürültülü horlamaya, gün içinde aşırı uyku ve sinirlilik hali, yorgunluk hissi, unutkanlık, dikkat dağınıklığı ve öğrenme bozukluklarının yanı sıra depresyon eşlik ediyorsa uyku apnesinden şüphe duyulmalıdır.  Sabah saatlerindeki baş ağrısı, ağız kuruluğu, gece çok sık idrara çıkma, uyku sırasında aşırı terleme varlığı diğer belirtiler arasında sayılabilir.

Uyku apnesi ve horlama hastası multidisipliner yaklaşımla değerlendirilip hastaya uyku testi ve uyku endoskopisi yapılarak en iyi tedavi seçeneği sunulmalıdır.Uyku endoskopisinde hastaya tam anestezi verilmeden uyku hali yaratılıp özel cihazlarla yumuşak damak,küçük dil ve dil kökü görüntülenip ameliyat gerekliliği daha net şekilde gösterilip kaydedilebiliyor.

Seçilmiş vakalarda ki bu oran yüksektir,cerrahi müdahale edilebilir .Hasta ile iyi bir kooperasyonla ve fayda görebilecek hasta seçimi ile tedavide başarı %70 lere kadar çıkmaktadır. Cerrahide;burun tıkanıklığı olan(burun kemik eğriliği,burun eti büyümesi,kronik sinüzit,allerjik polip gibi) hastaların burnunun açılması,dil kökü ve yumuşak damak sarkıklığında radyofrekans yöntemi ile buraların gerginleştirilmesi yada büyük bademciklerin küçültülmesi ilk akla gelen cerrahi işlemlerdir.
Cerrahiden fayda göremeyecek ağır apnelerde uyku sırasında takılacak cihazlarla(CPAP gibi) kesin tedavilerde sağlanabilir.