Baş Boyun Kanserleri

KBB kanserleri nelerdir

Baş-boyun bölgesinde yer alan kötü huylu tümörler- kanserler arasında gırtlak, boğaz, yutak bölgesi, ağız, burun, sinüsler, tükürük bezleri, dil, tiroid bezi yüz kemikleri ve cilt yapılaının kanserleri yer almaktadır. Baş boyun bölgesi kanserleri içerisinde en fazla gırtlak kanserleri (% 45-50) görülür.

Bu kanser türleri tüm vücut kanserlerinin % 9′unu, kanserden ölümlerin % 4′ünü oluşturur. Erkeklerde kadınlardan 4-5 kat fazladır. 50 yaş üstünde daha sık görülür.

Hangi faktörler görülme sıklığını arttırır ?

Bu kanserlerin gelişiminde; sigara, tütün çiğnenmesi, alkol, genetik faktörler, kötü beslenme, çevresel faktörler, hijyenik faktörler, endüstriyel ürünler, radyasyon ve bazı mikropların rol oynadığı bilinmektedir.

Son yıllarda artan çevre kirliliği, gıda eksiklikleri, gıdaların bozulmaması için kullanılan kimyasal maddeler, GDO' su ile oynanmış besinler, sanayi atıklarının doğal su kaynaklarını ve doğayı tahribi, atmosferin kirlenmesi; insan sağlığı ve yaşamında olumsuz etkiler yapmakta ve önemli sağlık problemlerine ve kanserlerde artışa sebep olmaktadır.

Sürekli güneş ışığına maruz kalma dudak kanserlerini ve cilt kanserlerini artırmaktadır. Geniz kanserlerinin oluşmasında virüs dediğimiz bazı mikropların ilişkisi vardır.

Belirtileri nelerdir?

Boyunda şişlik

Baş boyun kanserleri genellikle vücutta herhangi bir yere yayılmadan önce boyundaki lenf düğümlerine yayılır. Boyunda 2 haftadan uzun sürede geçmeyen şişlikler mümkün olan en kısa zamanda bir doktor tarafından görülmelidir. Tabii ki tüm şişlikler kanser demek değildir. Ancak şişlik ya da şişlikler ağız, gırtlak, guatr kanseri, bazı lenf kanserleri ve kan kanserinin ilk belirtisi olabilir. Böyle şişlikler genellikle ağrısız ve gittikçe büyüme eğilimindedir.

Ses değişimi

Pek çok gırtlak kanseri ses değişimine neden olur. 2 haftadan uzun süren ses kısıklığı ya da ses değişimleri doktorunuzu görmeniz açısından sizi uyarmalıdır. Bir Kulak Burun Boğaz ve baş boyun uzmanı; ses tellerinizi kolay ve ağrısız yöntemlerle muayene edebilir. Her ne kadar pek çok ses değişikliğinin nedeni kanser değilse de işi şansa bırakmamalısınız. Eğer ses kısıklığınız 2 haftadan uzun sürerse gırtlak kanseri olmadığınızdan emin olmalı ve doktorunuza gitmelisiniz.

Geçmeyen yaralar

Dil ve dudak kanserlerinin çoğu geçmeyen yara ve şişliğe neden olur. Yara ve şişlikler iltihaplanmadıkça ağrısızdır. Kanama görülebilirse de sıklıkla hastalığın ileri dönemlerine kadar görülmez. Yara ya da şişlik boyundaki bir kitleye eşlik ederse bu son derece ciddiye alınmalıdır. Diş doktorunuz ya da doktorunuz biyopsi (doku örnekleme testi) gerekip gerekmediğini değerlendirip bu işlem için sizi bir baş boyun cerrahına sevk edebilir.

Kanama

Ağız, burun, boğaz ve akciğer tümörleri kanamaya neden olabilirler. Birkaç günden fazla bir süre tükürük veya balgamda kanama görülürse doktora görünmelisiniz.

Yutma problemleri

Boğaz ve yemek borusu kanserleri katı gıdaların ve bazen sıvıların yutulmasını zorlaştırır. Gıda belli bir noktada batma hissi uyandırıp ya mideye gider ya da ağızdan geri gelir. Bu durumda bir doktora başvurmalısınız. Genellikle X ışınlı baryum yutma filmi ya da yutturulan bir tüp yoluyla yemek borusunun direkt muayenesi ile neden ortaya konur.

Ciltteki değişiklikler

Baş boyunda çok sık karşılaşılan deri kanseri erken başlanan tedaviye iyi yanıt verir. En sık alın, yüz, kulak gibi cildin güneşe maruz kaldığı yerlerde görülürse de cildin herhangi bir yerinde olabilir. Deri kanseri sıklıkla küçük soluk bir yara şeklinde başlar, yavaş büyür ve ortasında gamze şeklinde bir çukur ve hatta ülser oluşur. Bu alanın bir kısmı iyileşirken daha büyük bir bölümü ülsere kalır. Bazı deri kanserlerinde renk değişimi görülür.

Habis melanom klasik olarak ciltte koyu mavi siyah renkli değişime neden olur. Bununla beraber herhangi bir bendeki büyüklük, renk değişikliği, kanamanın başlaması da birer sorundur. Yüz ve boyunda özellikle büyüklük ve şekil bakımından değişiklik gösteren mavi siyah renkli bir leke varlığında mümkün olduğunca çabuk zamanda bir deri hastalıkları uzmanına ya da kbb uzmanına başvurmalıdır.

Devam eden kulak ağrıları

Yutkunma esnasında kulak ve etrafında oluşan ağrılar boğazda büyüyen tümöre ya da enfeksiyona bağlı olabilir. Böyle bir şikayet; yutkunma güçlüğü, ses kısıklığı ya da boyunda bir şişlik ile beraberse daha da dikkat çekicidir. Bu bulguların en kısa zamanda bir Kulak Burun Boğaz Uzmanı tarafından da değerlendirilmesi gereklidir.

Kimler risk altında

Baş ve boyun kanserlerinin %30 kadar bir kısmı sigara kullanımı ve alkol gibi spesifik faktörlere uzun süre maruz kalmayla yakın ilişkilidir. Sigara ve içki kullanmayan erişkinlerde ağız ve boğaz kanserine neredeyse hiç rastlanmaz. Uzun süreli güneş ışığına maruz kalma dudak kanseri ile ilişkilidir ve cilt kanserinin en büyük nedenidir.

Sigara çok sayıda kanser yapıcı bileşik içeren bir karışımdır. Sigara dumanında; hidrokarbonlar, nitrozaminler, aromatik aminler, aldehitler, uçucu karsinojenler, inorganik bileşikler ve radyoaktif maddeler dahil 50’ye yakın kanser yapıcı madde tanımlanmıştır. Bu maddeler hücrelere ve içindeki yapılara bağlanarak hasara uğratırlar ve hücrelerde kontrolsüz çoğalma başlar.10 yıldan fazla sigara içenlerde, içmeyenlere göre kanser gelişme riski 10-15 kat fazladır.

Her yıl ABD’de 200.000’den fazla insan sigara ile ilişkili hastalıklardan ölmektedir. Yasakların da etkisiyle sigarayı bırakan Amerikalı sayısı artmakla beraber, dumansız tütün, çiğnenebilir tütün kullanımına yönelim hızlanmıştır. Bu durum akciğer kanser riskini azaltmış ancak ağız içi kanserlerini artırmıştır.

Baş ve boyun kanserlerinin tanısı nasıl konmaktadır?

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanının kanser varlığından şüphelenmesi durumunda tümörün çevresi ile ilişkisi ve başka alanlara yayılımını araştırmak amacıyla bazı ileri radyolojik (bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme, PET-bilgisayarlı tomografi, vb.) ve laboratuvar tetkikleri ile değerlendirme yapması gerekmektedir. Bu incelemelerin sonucunda elde edilen bilgilerin yanı sıra tümörün niteliğini kesin olarak ortaya koyabilmek için tümörden biyopsi (parça) alınması işlemi yapılmalıdır. Böylelikle, kanserin yayılımı, niteliği ve karakteri ile ilgili doğru ve kesin bilgiler elde edilmiş olur.

Baş-Boyun Bölgesi Tümörleri - Kanserlerinde Tedavi

Baş boyun kanserlerinin erken teşhisi ile tedavinin başarısı arasında çok büyük bir ilişki vardır. Kanserin evresi, tipi, hastanın yaşı, cinsiyeti, vücut direnci, hastanın sosyoekonomik durumu tedavi planlamada önemlidir.

Baş ve boyun kanserlerinin tedavisinde başarı ile kullanılan temel yöntemler: cerrahi, radyoterapi (ışın tedavisi), kemoterapi (ilaç tedavisi) ve bu yöntemlerin çeşitli kombinasyonlarıdır. Buradan da anlaşılacağı üzere, tedavide birçok farklı branştan uzmanının aktif katılımı gerekmektedir; ki bu nedenle “Baş ve Boyun Kanserleri Konseyleri” oluşturulmuştur Bu konseylerde, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Radyasyon Onkolojisi, Tıbbi Onkoloji, Radyodiagnostik, Nükleer Tıp ve Patoloji uzmanlarının katılımı ile multidisipliner bir yaklaşımla hastalara en ideal ve kişiye özel tedavi planlamaları yapılmaktadır. Baş ve boyun kanserlerinden özellikle erken evrede hekime başvuran olgularda sadece cerrahi veya radyoterapi ile yaklaşık %90’lara varan sağkalım sağlanabilmektedir. Ancak, ileri evre baş ve boyun kanseri olgularında kombine tedavi gereksinimleri ortaya çıkmakta ve maalesef başarı oranları daha düşük olmaktadır.

Ülkelerin sağlık sistemlerinin gelişmesi ile tıbbi imkânların çok sayıda insana ulaşması sağlanmakta ve tedavi oranları yükselmektedir Gelişen cerrahi, ilaç ve ışın tedavileri ve hastaya göre uygulanan yaklaşım teknikleri ile iyileşme oranı artmakta, yaşam süreleri yüz güldürücü sonuçlar vermektedir.

Kanser tedavi sürecinde rehabilitasyon gereksinimi var mıdır?

Baş ve boyun kanserlerinin tedavi sürecinde, hastaların hekimleri ve sağlık merkezleri ile olan iletişim ve ilişkileri çok önemlidir. Tedavi sürecinin özellikle erken dönemlerinde oluşabilecek solunum zorluğu, ses kısıklığı, yutma/beslenme güçlükleri, boyun ağrıları, vb. yakınmalarının giderilmesi için Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanları ile yakın temasta olmaları bu sürecin konforlu geçirilmesine yardımcı olmaktadır. Bunun yanı sıra, kanser tanısı ve tedavisinin yarattığı psikolojik çökkünlüğün giderilmesinde psiko-onkolojik destek alınması gerekliliği de ortaya çıkmaktadır.

Hastalar tedavi sonrası izlem ve kontrollere gitmeli midir?

Baş ve boyun kanseri hastalarının tedavileri tamamlandıktan sonraki dönemde yapılacak takipleri, en az tedavileri kadar önemlidir. Kanserin tekrar ortaya çıkma riski bulunduğu için bu olguların tedavilerinden sonraki ilk 1 yılda her ay ikinci yılda 2 ayda 1 kez, 3. yılda 3 ayda bir, 4. Yılda 4 ayda 1, 5 yıl sonrasında yılda 1 kez olmak üzere hayat boyu Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanları tarafından izlemleri gerekmektedir. Böylelikle hastalığın yeniden ortaya çıkması durumunda erken tanı ve tedavi yapılması mümkün olacaktır.

Kanserin tekrarlamasını ve/veya başka bir kanser oluşumundan kaçınabilir miyiz?

Baş ve boyun kanseri ve başka kanserlerin gelişiminde önemli faktörler arasında olan hayat tarzını değiştirmek önemli avantaj sağlamaktadır. Bu açıdan, sağlıklı bir yaşam tarzını seçmek (spor ve egzersiz yapmak) ve sigara ve alkolden uzak durmak bu hastalarda hastalığın tekrarlama ve yeni bir kanser oluşma risklerini önemli ölçüde azaltmaktadır.

Dr. Mustafa Konaklıoğlu