Larinks (Gırtlak) Kanserleri

Larinks (gırtlak) kanserleri 40-70 yaşlarında, sigara içen erkeklerde sık olarak görülür. Larinks kanserlerinin oluşmasındaki en büyük risk faktörü sigaradır. Sigaradaki nikotinden ziyade sigara dumanında bulunan katranın içindeki polisiklik hidrokarbonlar esas kanserojen etki gösterirler.

Alkol gırtlak bölgesinin daha üst kısımlarının kanserlerinde risk faktörüdür. Bunların yanında, gırtlak bölgesinde oluşan lökoplazi denen lezyonlar, kronik gırtlak enfeksiyonları, sesin kötü kullanımı, radyasyon gibi kronik irritasyon yapan her türlü durum kanser oluşumunda rol oynamaktadır.

Belirtiler Nelerdir ?

Ses Kısıklığı

Öncelikli olarak ses tellerinde yerleşen tümörlerde ilk bulgu olarak çıkar. Ses kısıklığının ortaya çıkması durumunda hemen bir Kulak Burun Boğaz doktoruna muayene olmak gerekir.

Yutma Güçlüğü

Yemek yerken zorlanma, yutarken ağrı, boğazda takılma veya yabancı cisim hissi olabilir. Bu bulgular daha çok gırtlağın arka bölgesinde, yemek borusunun giriş kısmındaki tümörlerde karşımıza çıkabilir. Bu bulgular genelde ileri hastalık dönemlerinde ortaya çıkar.

Nefes Darlığı

Larinksteki tümörün ilerlediği durumlarda, hava pasajının daraldığında ortaya çıkar. İlerlemiş hastalığın göstergesi olabilir.

Kulak Ağrısı

Kulağın his siniri ile gırtlağın üst kısmının hissini alan sinir aynıdır. Bu nedenle gırtlağın üst kısımlarında yerleşmiş bir tümör kulak ağrı ile kendini gösterebilir.

Boyunda Şişlik

Gırtlaktaki tümörüm boyun lenf bezlerine yayılması ile boyunda kitle şeklinde kendini gösterebilir. Bazen de ileri düzeydeki tümörün gırtlağı aşıp boyuna direk yayılması ile kitle oluşumu şeklinde ortaya çıkabilir.

Nasıl Tanı Konur ?

Bu şikayetlerin ortaya çıkması ve devamı halinde mutlak bir KBB hekimine muayene olunmalıdır. Muayenede larinks bölgesinin ayna ile değerlendirilmesi sonrasında gerekirse endoskopik muayene (kamera ile) ile ayrıntılı muayene edilir. Eğer şüpheli bir durum varsa veya görülen tümörün yaygınlının değerlendirilmesi için genel anestezi altında larinks bölgesi ayrıntılı olarak değerlendirilir. Bu esnada görülen şüpheli alanlardan parça alınarak incelemeye alınır.

Bunun yanında tümörün gıtlak ve boyuna yayılımının değerlendirilmesi için tomografi çekilir.

Tedavi

Alınan parçalarda eğer kanser teşhisi konursa tedavi aşamasına geçilir.

Radyoterapi (Işın Tedavisi)

Erken evredeki tümörlerde tek tedavi olarak kullanılabilir. Cerrahide diğer bir seçenektir. Bu iki tedavinin başarı oranı çok yakındır. Radyoterapinin en önemli avantajı ses kalitesinde değişikliğe yol açmamasıdır. Fakata radyoterapi sonrasında oluşan doku hasarı ve tekrarlayan hastalıklarda tek şans gırtlağın tamamen alınması gerekmektedir ki ışın tedavisinin en büyük dezavantajlarıdır. Cerrahinin ses kalitesinde bozukluğa yol açması dezavantaj olmakla beraber, hastalığın tekrarı durumunda radyoterapi seçeneği elimizin altında olması da avantajı olarak düşünülmelidir.

Cerrahi Tedavi

Bu tedavi şeklinde tümörün lazerle çıkarılması, cerrahi olarak gırtlağın bir parçasının veya tümünün alınması gibi tercihler vardır. Bu tercihler tümörüm cinsine, büyüklüğüne, yayılımına, hastanın genel durumuna bağlı olarak değişmektedir. Aynı zamanda boyundaki lenf bezlerinin cerrahi olarak çıkarılması da tedavinin gerekli bir parçasıdır. Cerrahi sonrasında tümörün yaygınlığı, cinsi, büyüklüğü ile uzak organlara yayılmış olması gibi faktörlere bağlı olarak gerekirse ışın veya ışınla beraber kemoterapi (ilaç tedavisi) verilmesi gündeme gelebilir.

Cerrahi Sonrası

Cerrahi girişimler hastanın hastanede uzun süre kalmasını gerektirecek boyutta ciddi girişimlerdir. Gırtlak ameliyatları sonrasında boyunda geçici veya kalıcı olarak delik açılması gerekebilmektedir. Gırtlağı bir kısmının çıkarıldığı durumlarda iyileşme süreci tamamlanana kadar geçici bir süre boyunda delik olmakta ve hasta bu delikten nefes almaktadır. Sonrasında şartlar düzelince bu delik kapatılabilir. Gırtlağın tamamının alındığı ileri evredeki tümörlerde ise konuşma ve nefes alma fonksiyonlarını yerine getiren gırtlak tamamen alındığı için boyunda ki delik ömür boyun kalıcı olmaktadır. Hasta buradan nefes almakta, yemek yemesi ise normal olarak devam etmektedir. Konuşma ise cerrahi sonrasında hastanın öğrenme ve adaptasyon durumuna göre birçok şekilde anlaşılabilir düzeye getirilebilmektedir.