Tükrük bezleri insanda birçok sayı ve boyutta olup, normal zamanda ve yemek yeme esansında tükrük denen salgıyı salgılamaktadırlar. Bu salgı yenen lokmanın daha rahat çiğnenmesi, yutulması ve sindirimi için gereklidir. İnsan vücudunda, baş boyun bölgesinde, 3 adet büyük, birçok sayıda küçük tükrük bezleri vardır. Bunları sınıflayacak olursak;
Parotis bezi
Her iki kulak önünde, çene ekleminin yüzeyinde bulunur. Boyut olarak en büyük tükrük bezleridir. Sağ ve sol olmak üzere 2 adettir. Tükrük bezinin kanalı ağız içinde üstteki 2. azı dişlerinin hizasından ağız içine açılır. Bu bezi diğer tükrük bezlerinden ayıran en önemli özelliği yüzün hareketlerini sağlayan yüz sinirinin bu bez içinden geçmesidir. Bu cerrahide çok önem arz etmektedir. Cerrahi esnasında bu sinir bulunup korunması çok önemlidir.
Submandibüler ve sublingual bezler
Bu bezler çenenin alt tarafında sağda ve solda olmak üzere yerleşmişlerdir. Her iki bezden 2 adet bulunmaktadır. Dil altına ve ağız tabanına açılan kanalları bulunmaktadır.
Küçük tükrük bezleri
Bu bezler, ağız içinde, yanakta, yutak bölgesinde, gırtlak bölgesine, dudakların içinde, burun ve sinüslerde çok fazla sayıda bulunmaktadır. Diğer tükrük bezlerinin yanında salgıladığı tükrük miktarı çok azdır fakata ağzı nemli tutmakta önemli rol oynarlar.
Klinik olarak kulak önünde, çene altında ağrısız ve yavaş büyüyen şişlikler olarak karşımıza çıkarlar. Kitlenin aniden büyümesi tümör içine kanama veya enfeksiyon nedeni ile olabilir. Kitle içine kanamalarda daha önceden yavaş büyüyen ve ağrısız olan bir şişliğin kısa sürede ağrılı hale gelmesi görülür. Bening (iyi huylu) tümörlerde yüz sinirini etkilenmesi çok fazla görülmezken, malign (kötü huylu) tümörlerde kitle ile birlikte yüzün yarısında hareketsizlik veya güç kaybı görülebilir. Yine malign tümörler çevre dokulara yayıldığı için kitleler daha düzensiz ve hızlı büyüme eğilimi gösterirler.
Pleomorfik Adenoma
Tükrük bezlerinin en sık görülen tümörüdür. Bu tümör genellikle 40-50 yaşlar civarında görülür. Ağrısız, yavaş büyüyen, yanak ya da çene köşesinin üstünde yerleşmiş bir kitle olarak belirir. Submandibuler gland ve minör tükrük bezlerinin pleomorfik adenomu bu bezlerin yerleştiği yerlerde şişlikle kendini belli eder. Minör tükrük bezlerinde en sık sert ve yumuşak damakta, ikinci sıklıkta ise üst dudakta görülür.
Warthin Tümörü
Tüm parotis tümörünün %2-10 ?unu oluşturur. Pleomorfik adenomdan sonra en sık görülen tümördür. %10 olarak her iki tarafta birden görülebilir. 40- 70 yaşlar civarında görülür.
Mukoepidermoid Karsinom
Parotisin en sık, submandibuler glandın da adenoid kistik karsinomdan sonra 2. sıklıkla görülen malign tümörüdür. Tüm major tükrük bezi tümörlerinin %6-9?unu oluşturur. %60-70 oranında parotiste görülür, bunu damak izler.
Adenoid Kistik Karsinom
Tüm tükrük bezi tümörlerinin yaklaşık %6?sını oluşturur. Parotiste, ikinci sıklıkta görülür. Ancak submandibuler gland ve minör tükrük bezlerinde en sık görülen malign tümördür. Şişlik dışında bir belirti vermeden ortaya çıkabileceği gibi, bu tümörlerde yüz siniri tutulumu %30 oranında görüldüğü için yüz felci de görülebilir.
Asinik Hücreli Karsinom
Bütün tükrük bezi tümörlerinin %1?ini parotis tümörlerinin ise %2,5?ünü oluşturur. Bu tümörün %95?i parotiste görülür. Geri kalanları da submandibuler glandda yerleşir. Daha çok bayanlarda görülen bu tümörün %3 oranında bilateral olma olasılığı vardır. Genellikle ağrısız yavaş büyüyen kitle yapmasına rağmen bazen hızlı büyüyen ve yüz siniri tutulumu gösterebilir.
Adenokarsinoma
Malign Pleomorfik Adenom
Skuamöz Hücreli Karsinom
Ultrasonografi
İlk aşamada yapılacak tetkiktir. Kitlenin yerleşimi, özellikleri, boyutu ve içeriği hakkında bilgi verir.
Bilgisayarlı Tomografi & Magnetic Resonance imaging
Bir ileri tetkik yöntemleridir. Gerektiğinde, ameliyat öncesinde daha ayrıntılı bilgi vermek amacı ile yaptırılabilir.
İnce İğne Aspirasyon Biopsisi
İnce iğne aspirasyon biopsisi (İİAB) son yıllarda tükrük bezi tümörlerinde sık kullanılan bir tanı yöntemidir. Kitle muayene ile ele geliyor ve yüzeyelse, ince bir iğne aracılığı ile doku örmekleri alıp incelenir. Tanı için %80? e varan doğrulukta fikirler verir. Eğer kitle derin ve ele gelmiyorsa bu işlem USG eşliğinde yapılabilir.
Bu tümörlerin yaklaşımında en önemli basamak biopsi sonrası yapılacak cerrahi girişimdir. Yapılacak en yanlış işlem bu kitlenin parotis bezinin yüzeyel lobunun hepsi ile birlikte değil sadece tümörün çıkarılmaya çalışılmasıdır. Bu girişim sonrasında hastalığın tekrar etme oranı çok artmaktadır. Sonrasında tedavi şansı çok azalmaktadır. Bu nedenle tanı konulduktan sonra eğer tümör bening ve parotiste yerleşmişse, parotis bezi yüzeyel lobu kitle ile birlikte çıkarılmalıdır. Diğer tükrük bezlerinde ise tükrük bezinin hepsi kitle ile birlikte çıkarılmalıdır. Cerrahi sonrası patolojik tetkikte çıkarılan tümörün iyi huylu olduğu kesinleşirse tedavi tamamlanmış olur.
Eğer tümörden alınan biopside maling olduğu görülürse, daha kapsamlı cerrahiler gündeme gelir. Parotis bezinin tamamının çıkarılması, diğer tükrük bezlerininde tamamen çıkarılmasına ek olarak gerekli görüldüğünde boyundaki lenf bezlerini temizlenmesi gerekebilir. Bu tedaviye ek olarak cerrahi sonrası ışın tedavisi gündeme gelebilir. Cerrahi öncesinde yüz felci olması, veya cerrahi esnasında tümörün yüz sinirini tutuğunun görülmesi durumunda ise yüz sinirin alınması gerekebilir ki bu durum hastayı ömür boyu yüz felci ile yaşamak durumunda bırakır.
Enfeksiyon
Parotis cerrahisini takiben enfeksiyon gelişmesi çok nadirdir. Enfeksiyon gelişirse uygun antibiyotik kullanılır.
Hematom
Ameliyat sonrasında, cilt altında kan toplanması anlamına gelir. Sık olmamakla beraber görülebilir. Bu durumda yara yeri açılarak bu birikim boşaltılıp baskılı pansumanlar yapılır.
Sinirsel değişiklikler
Ameliyat sırasında hasar gören ve kesilmesi gereken his sinirlerinden dolayı ameliyat yerinde 1 yıla kadar süren hissizlik olabilir
Yüz felci
Ameliyat sonrasında yüz siniri hasarlanmamış bile olsa geçici olarak yüz felci görülebilir. Bu durum zamanla düelecektir. Fakata bahsedilen sebeplerden dolayı yüz sinirini alınmışsa yüz felci kalıcı olabilir. Bu durumda sinir tamiri işlemleri gerekebilir.
Frey sendromu
Sık olmamakla beraber ameliayt sonrasında salgı yapan sinirlerin ciltteki ter bezleri ile birleşmesi sonrası yemek yerken ameliyat bölgesinde terleme ve kızarıklık olabilir. Bazı ilaçlar ile tedavisi yapılır. Bazen cerrahi işlem gerekebilir.